28 Haziran 2015 Pazar

BİR OVERLOKÇU KIZA İLAN-I AŞK!

Bize, "İşte İstanbul" diye gösterdikleri bu işkembe, bu kenar mahalle, bu Esenler, bu Bağcılar, milyonlarca trajediyi her sabah konfeksiyon atölyelerine, getir götür işlerine, telefona bakı lan ofislere, minibüs koltuklarına doğru akıtırken, bazen bir kara göz, bazen sahte bir sarışın saç çalınır gözlerime.

Adı belki "Avcılar Güzeli Y.," belki "Yenibosna Güzeli F.," belki de bir başka mahallenin veremli kızı "K." olan bu gözler ve bu saçlar, ağır koşullarla ağır hayalleri harmanlayarak ve çoğu kez bu harmanın altında ezilerek, yorgun ve hüzünlü bakışlarla süzülüp giderler zihnimizin arşivine doğru...

Bir minibüsün ön koltuğunda ya da tramvayın ortalarında bir yerlerde ya da halk otobüslerinin kapısına yakın duran bu kırılgan ve sanki gözlerimizin önünde eriyip yokolacakmışçasına hafif bu "gecekondu güzelleri," hep aynı şeyler düşünür, hep aynı şeylere ağlar ve hep aynı erkekleri severler. Yarımdır hayatları ve mutlu olma hakkı onlara en ufağından çay kaşıklarıyla sunulur.

Dayaksız ve yalansız ve rahat ve düğmesine dokunduğun anda sıcak suyu akan bir dünya yoktur onlar için. Ve bedenleri her tür işgale, her tür zobalığa, her tür sömürüye ve her tür karanlığa açıktır. Ve tam da bunun tersine, akılları hinliğe kapatılmıştır. Pratik ve hamarat ve işe yarar olmak öğretilmiştir onlara; düşünmek ve kafa yormak yasaktır. Topuklarına basarak yürüyen erkeklere duydukları aşk gerçek, fakat onlara sunulan sevgi yarımdır. Onlar yarımdır ve kimse kılını kıpırdatmaz eksik bırakılmış çizgilerini biraz daha uzatmak için ve o çizgilerden bir ağaç, bir ev, bir bulut resmi çıkarmak i-çin didinmez hayat.

Ve günler ağır haberlerle gelir gecekondu lara. Bilirsin ki, tramvayda gördüğün "Yenibosna Güzeli," az sonra yastığa gömerek sarı boyalı saçlarını hüngür hüngür ağla yacaktır ve her evde diğerlerinden gizlenen başka başka hayat lar vardır ve başka hayatlar içinde karışacaktır aklı "F,"nin. Ve yine bilirsin ki, o kız ağlaya ağlaya ölürken, şehrin merkezinde bir yerlerde, sakallı adamlar ve gözlüklü kadınlar "Asiye'nin kurtuluşunu" tanışacaktır. Ne yalan!


Ey "F.," seni sevmeyenlerin kalbine tüküreyim ben. Bu ya lan şehirlerin, iki yüzlü hayatların, pis renkli paraların, terleyen namussuzlukların, uzak ülkeler gibi karanlık vitrinlerin, bitirile meyen okulların, yasaklanan sıraların, yoksulluğun ve yoksun luğun ve bütün bunların üzerine çöreklenen alçak yalanların adına "hayat" diyorlar ve gözlerimizin içine arsızca bakarak, bir köpeğe mama verir gibi önümüze itekliyorlar hayatı.

Bu hayatın içine tüküreyim "F.," bu hayatın içine tüküreyim.

Yalan kumaşlardan yalan dünyalar biçerken bir konfeksiyoncu kız ve o bilmiş yalanlardan, hiçbir şeyi örtemeyen palavralar dikerken kara çocuk ve önüne konulan maskelere ütü basarken henüz 14 yaşındaki bir başka "F.,"

bu şehir nasıl uyuyabiliyor?

Bu şehir ne adi bir beton ve metal yığınıdır ki, kalp diye alışveriş merkezle ri taşır göğsünde ve o alışveriş merkezleri, o plazalar, o beyaz boyalı tezgâhlar her gün milyonlarca gecekondu hayalini yutar.

Ve ağzında evirip çevirdiği posayı, hiç utanmadan ve bir an bile titretmeden yüreğini karanlık mahallelere doğru tükürür. "F." bir posadır beyaz kafa için. Ahh, "F."

Beyaz ofislere, atölyelere, fabrikalara ve adını anımsayamadığım tonlarca insan pazarına düş, yorgunluk ve emek taşıyan bu minibüsleri yakasım geliyor. Yakasını geliyor tramvayları, otobüsleri, Kadıköy vapurunu ve başka bilumum şeyi.

Bizi hap seden, bizi kirleten, bizi döven, bizi yasaklayan, bizi okula almayan, bizi güzel mekânlara sokmayan kim varsa, ama kim varsa, hepsini yakmak isliyorum.

Elimde bir kibrit çöpüyle yazıyorum bu satırları ve "hadi kalk git" diyor kalbim, "kalk ve Taksim'den başla yakmaya." Çevir ve gözlerine bak meydandakilerin ve gözlerinde zerrece temiz yer bulamadığın bütün kafaları ateşe ver. Ateşe vermek istiyorum hayalı ve "Yenibosna Güzeli" diye kandırılan o bakımsız kızı yanıma alarak çekip gitmek isliyorum buralardan. Çek git ve arkanda ağlayan kimse kalmasın. Öldür gözyaşlarını ve ekmek olarak kalbini götür yanında. Bir kalp eğer gerçeklen "kalp"se doyurabilir hayalı.

İ.Ö

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder