Hadiselerin seyri karşısında çözüm üretmek bir yana, mevcut şartların bile tahlilini yapamayan, yapma ihtiyacı da hissetmeyen nesillerin oluşumunda doğrudan müessir sıfatı bulunan kemalist-batıcı-laik sistemin savunucuları, şimdi, "iğdiş ettikleri, düşünemez ve her şeyden önce acı duyma melekesini yitirttikleri insanlardan, mevcut siyasi iktidarın kendilerine haksız bir şekilde çok fazla yüklendiklerini söyleyerek, demokratik düşünmelerini talep etmekte, adeta bunu dilenmektedirler. Zamanında, bırakın inandığı gibi yaşamayı, en ufak bir müslümanlığa karşı tepki gösteren askerlere karşı sesini çıkar(a)mayan "muhafazakar" askerler de "demokrasi"den başka bir kelime bilmez hale gelmişlerdir. Ordunun içindeki iki kesimde insanların demokratik düşünmesi gerektiğini şimdi söyleyebiliyorlar. söz konusu durum böyleyken, inandığı gibi yaşamaktan geçmişte de taviz vermediği gibi bugün de taviz vermeyen insanlar için ise, "içinden incisi çıkarılmış istiridye kabukları" şeklinde bir "mana" yükledikleri demokrasinin "mana"sı yoktur. ülkenin gidişatından anlaşılacağı gibi, demokrasi diye gezinenlerin, başarılı olmadığı görülmüş, olamayacağı da anlaşılmıştır. "demokratik yollardan" gidelim diyenlerin de, gittikleri yolda soyunmak zorunda kalmış bulunmalarından gocunur bir halde olmamaları, "görme yetisi olan" samimi insanların haklılığının bir göstergesidir. Yol, yol değil ki kardeşim! evet. ordunun içindeki, akp'nin içindeki samimi unsurlar varsa eğer, bugün ilk olarak yapılması gereken SALİH MİRZABEYOĞLU'nun mahkumiyetine son verilmesinin talebinde bulunurlar. daha sonra, İNCİRLİK derhal kapatılır. Ayasofya Açılır ve o açılış ki; bağımsızlığın resmi olur.. anayasa dediğiniz zaten, üç beş kelam.. yırtılacak olan..! vesselam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder